KADİR YENİLMEZ
  istanbul eserleri
 

ANADOLU HİSARI 
Anadolu Hisarı, Anadoluhisarı semtinde,Göksu Deresi'nin Boğaz’a döküldüğü yerdedir. 1395'te Yıldırım Bayezid tarafından İstanbul'un ikinci Osmanlı kuşatmasına hazırlığın bir parçası olarak yaptırıldı.
Anadolu Hisarı
Anadolu hisarı 7.000 m² lik bir alan üzerine inşa edildi.Boğazın en dar noktası olan 660 metre mesafedeki yerine.diğer hisar olan Rumeli Hisarı 1451-1452 yılları arasında Sultan Mehmed II tarafından boğazın karşı tarafına,Avrupa yakasına yaptırıldı.Boğazdaki trafiği kesin bir şekilde kontrol etmek için.Boğaz geçişi Cenevizliler için hayati önem taşıyordu.Onlar Bizans'la birlik halinde olup Karadenizde Kefe,Sinop ve Amasra da koloniler kurmuşlardı.

Fatih Sultan Mehmed, Rumeli Hisarı'nı yaptırırken bu kaleye de dış surlar ekletti. Anadolu Hisarı, İstanbul'un alınmasından sonra askeri önemini yitirdi. Çevresi zamanla bir yerleşim bölgesi durumuna geldi.

Anadolu Hisarı, iç ve dış kale ile bu kalelerin surlarından oluşur. İç kale dikdörtgen biçimindeki dört katlı bir kuledir. İlk yapıldığında bir giriş kapısı bulunmadığı için kuleye iç kale surlarına uzanan bir asma köprüden giriliyordu. Üst katlarına da içerideki ahşap merdivenlerle çıkılıyordu.
İç kale surları, dış kalenin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerini birleştirir. Bu surlar üç metre kalınlığındadır. İç surlarla birleşen dış kale surlarının üzerinde birçok kemer ve surları korumak için yapılmış üç kule bulunur. Asıl kalenin surları doğu-batı yönünde 65 metre, kuzey-güney yönünde 80 metre boyunca uzanır. Surların kalınlığı 2,5 metredir. Dış surlarda topların yerleştirildiği delikler bulunur.
Anadolu Hisarı'nın asıl kalesinde ve iç surlarında araları harçla doldurulmuş blok taşlar kullanılmıştır. Bugün bazı bölümleri yıkık olan Anadolu Hisarı’nın ortasından yol geçmektedir

BEYAZIT MEYDANI
Beyazıt Meydanı        
İmparator Teodosyus devrinde M.S. 393 yılında şehrin en büyük meydanı olarak inşa edilmişti. Ortasındaki dev boyutlu zafer takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarında dolayı buraya “Form Tauri” meydanı denilmişti. Üzerinde İmparatorunda heykeli yükselen zafer takından birkaç mermer blok ve sütun kalıntıları bulunmuşken, kuzeydeki abidevi çeşmeden eser kalmamıştır. Şehrin bu en büyük çeşmesini Valens su kemeri beslerdi. Kuzeyde,

Fatih’in yaptırdığı ilk sarayın yerinde İstanbul Üniversitesi bulunmaktadır. Üniversite girişi abidevi kapı ve bahçedeki yangın kulesi 19 yy. yapılarıdır. Meydanı süsleyen ve adını veren 15 yy. Beyazıt camii kalabalık ve hareketli kapalı çarşının komşusu olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar kalmıştır.
BEYLER BEYİ SARAYI
Beylerbeyi sarayı

 

Boğaziçi köprüsü Asya kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi Bizans’tan beri saraylara tahsis edilmiş güzel bir semttir. Beylerbeyi sahil sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştı. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. 3 katlı yapı harem ve selamlık bölümlerini ihtiva eden 26 oda ve 6 salondan ibarettir. Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır
 
Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır. 1970 li yıllara kadar kullanılan eski ana yol bir tünel iler saray bahçesinin altından geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet misafirleri de ağırlanırdı. Müze- saray yıl boyu ziyarete açıktır. 
ÇIRAĞAN SARAYI
  Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan’da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştı. 4 yılda 4 milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. 
    Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekanlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan’da bir çok önemli toplantıya mekan olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5 yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür.
DOLMA BAHÇESARAYI
Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üslûplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir.
 
 Sultan Abdülmecit’in mimarı Karabet Balyan’ın eseridir.  Osmanlı Sultanlarının her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray Topkapı, Dolmabahçe Sarayının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı 3 katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı,kara tarafında ise birisi çok süslü 2 abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır.

 

 
 
  Bugün 9 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol